Geçen akşam ingiliz BBC televizyonunda haberleri izlerken, birden mikrofonlar Londra Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda ÖzLondragücü Spor Kulübünün onursal başkanı olan Mechmath Ozzhaseqee'ye çevrildi. Başkan; şampiyonluğa oynayan ezeli rakipleri Chelsea ve Arsenal'in yoluna taş koyacaklarını, buna güçlerinin olduğunu ve nasıl olur da Bosman kuralından yararlanıp defans oyuncuları Alley Thuran'a sözleşme imzalatabileceklerini ve intikamlarını alacaklarını açıkladı...
Çok saçma değil mi yukarda yazdığım ütopik olay ? Ama buna günlük hayatta rastlamak da mümkün... İşte biz tam yukarda bahsi geçen belediye başkanlarına sahibiz ülkemizde. Gün geçtikçe premier lig(!) seviyesine gelen ligimizde marka değeri(!) artıyorsa bunda belediye başkanlarının katkısı çoktur diye düşünüyorum. Tıpkı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki gibi...
Biraz araştırma yaptım; çok iyi kaldırım taşlarının yapıldığı bir şehir yolundaymış Kayseri ama yine de orada yaşamadığım ve şahit olmadığım için işin belediyecilik kısmına giremeyeceğim, yanlış olur zaten siyaset olur. Keza futbolda siyaset olmaz, olmamalı. Değinmek istediğim şey de bu aslında... Mehmet Özhaseki belediye başkanı olmakla beraber aynı zamanda Kayseri takımlarının da onursal başkanı. Aslında ilk bakışta pek yadırganacak birşey gibi görünmeyebilir ama iş belediyecilikten çok kulüp yöneticiliği boyutuna ulaşınca ortaya rahatsız edici şeyler çıkıyor. Hoş bu ülkede kulüp yöneticiliği hala bir kavram olmamışken üstüne bir de başka insanların el atması işi daha da içinden çıkmaz durumlara getiriyor...
Kayseri Kadir Has Stadyumu, 30-40 yıllık tuvaleti bile olmayan statlardan bıkan bizler için çok önemliydi. Hepimizi mutlu eden bir hadiseydi böyle bir stadın ligimize kazandırılması. Keza Vassel'in ülkesinde, Orduspor'un stadında alafranga tuvalet bulamadığını belirtip bizi manşet yapması ağlanacak halimize gülmek gibi oldu. Yani statlara ihtiyacımız var. Yani bu statları yaparken belediye başkanlarına da. Ama daha ötesine değil. Belediyeler bu işe fazla bulaşmamalı, stat yapmalı tamam ama çıkıp rakip tehdit etmemeli, hakem bitirdik dememeli, gücümüz var kullanırız dememeli..
Mehmet Özhaseki'nin Kayserispor kulübüne yaptığı yardımları, maddi manevi desteği görmemek mümkün değil zaten. Ki çok sevindirici bir durum bu. Lakin yukarda bahsettiğim gibi işi yöneticilik boyutuna taşıması asıl rahatsız eden... İşte size iki farklı tarihte iki farklı olay ve Kayseri Büyükşehir Belediye başkanının yaptığı açıklamalar...
|| 6 Şubat 2010
Kayserispor - Galatasaray maçı sonrası hakem Tolga Özkalfa'nın yönetiminden şikayet eden Mehmet Özhaseki basına şu açıklamayı yaptı :
'Bir hakem Fenerbahçe maçında bizimle uğraştı, haksızlık yaptı, onun düdüğünü ve formasını duvara astırdık. Bu çirkinlikler sürerse daha çok düdüğünü astıracağım adam çıkar'
|| 1 Mart 2010
Devre arasında Galatasaray'ın Kayserispor kulübü oyuncusu Ali Turan'la sezon sonu için anlaştığı duyuldu spor çevrelerinde. Bu anlaşma Bosman kuralları çerçevesinde legal bir anlaşmaydı. Bosman Kuralı şöyle: '' Eğer bir futbolcu sözleşmesinin bitmesine 6 ay veya daha az vakit kalmışsa başka bir takımla ön sözleşme yapabilir.'' Daha sonra ise bu transferi devre arasında bitirmek isteyen Galatasaray yönetimi Kayserispor'a sözleşmesi sezon sonu bitecek bu oyuncu için yeterli bir teklif sundu. Fakat Kayseri yönetimi kendilerine imza atmaya yanaşmayan Ali Turan'a kızdıkları için uçuk bir bonservis ücreti belirleyip oyuncuyu da kadro dışı bıraktı. Şu tarihte bile hala aynı durumda Ali Turan. Kayserispor'un bu hareketinin nedeni ise şöyle açıklanabilir :
Eğer Ali Turan sözleşmesini uzatmayı kabul etseydi Kayserispor yönetimi büyük takımların beğenisi kazanan bu oyuncusunun bonservis ücretini uçuk rakamlarda belirleyip tıpkı Mehmet Topuz-Gökhan Ünal olaylarında olduğu gibi fazla para kazanıp Süperlig transfer borsasının dengelerini altüst edecekti. Son Topuz vakasında yaşananları hepimiz biliyoruz. Daha sonra olanları da. Galatasaray'ın Elano-Keita transferleriyle Beşiktaş'ın Gaziantepspor'dan Tabata-İsmail transferleri eşit maliyette gerçekleşmişti, Mehmet Topuz dalgalanmasından sonra. Neyse ki Ali Turan bu oyuna gelmedi ve Kayserispor'a şimdiye kadar çok hizmet ettiğini ve karşısına çıkan bu teklifi değerlendirmek istediğini belirtip sezon sonunu beklemeye başladı. Bunu hala içine sindiremeyen Kayseri camiası ise sıksık ağır söylemlerde bulunmaya devam ediyor. İşte 1 mart günü ajanslara düşen Mehmet Özhaseki'nin açıklamaları:
''Oyuncumuzun aklını çelip bu duruma gelmesine neden oldular. Hem takıma hem de oyuncuya zararları oldu. Yaklaşımları çok çirkin. Hiçbir ahlaki tarafı yok. Önümüzdeki günlerde nasıl bir gelişme olacak bakacağız ama hiçkimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır. Bize bu hareketi yapanlardan intikakımızı alırız”
Evet baştan beri söylemek istediklerimi bu iki açıklama açıkca ortaya seriyor zaten. bir belediye başkanı iki farklı olayda iki kabul edilemez açıklama yapıyor ve kimse sesini çıkarmıyor. Çıkaranın da sesi duyulmuyor. Garip... Sanırım biz temiz sevdiğimiz bu oyunu siyasetten ve kapalı kapı işlerden uzak göremeyeceğiz hiç bir zaman...
Not: Kayserispor futbol takımı süperligde en çok sempatiyle baktığım takımlardan biri. Bu yazdıklarımın takımla şehirle değil, yönetim anlayışı ile ilgili bir dile getiriştir. Kayserispor yönetiminin yaptığı iyi işler yok mu? Elbette var. Stat, istikrar,genç futbolculara yapılan yatırım vs... Onları da konuşacağız en yakın zamanda...
15 Mayıs ps: Bu olaylardan bi kaç ay sonra Kayserispor; Kasımpaşa'lı Moritz'le Bosman Kuralından yararlanarak anlaştı. Dinime küfreden Müslüman olsa demekten alamıyorum kendimi...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorum yapmak için üye olmak gerekmiyor. Vallahi.